Maturidi Mezhebi


Mezhep imamı:
Adı: Ebu Mansur el-Matüridî
Tam künyesi: Muhammed bin Mahmud Ebu Mansur al-Semerkandî el-Matüridî el-Hanefî

Hayatı hakkında fazla bilgiye rastlanmayan Matürîdî’nin kesin olarak bilinmemekle birlikte doğum tarihi konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmektedir.Semerkand'a bağlı Maturidii köyünde 233' lü yıllarda doğmuştur Özbek  Türküdür. 333 hicri  yı­lında vefat etmiştir.

Cenazesi Semerkand'ın Cakerdize mahallesindeki bilginlerin gömüldükleri mezarlığa defnedilmiştir. 2005 yılında kabri üzerine türbe yaptırılmıştır.

Matüridî genel olarak Mu’tezililerle ve özel olarak da onlarin Bagdat grubuyla mücadele ederken, çagdaslarindan el-Esari’nin de Irak’ta Mu’tezililerin Basra koluna karsi ayni görevi üstlendigini görüyoruz.

O islam itikadını kitap ve sünnete aykırı olmamak şartıyla ve akli veri­lerden de faydalanarak açıklamış, ehli sünnet yolunu sapıklara, bid'atçılara karşı müdafaa etmiş ve hususi olarak Maveraünnehir'de Hanefılerin akaid imamı olmuştur.
Maturidi akaidinin temelini Ebu Hanife'nin (ö 150/767) dü­şünceleri hususen olarak "el~fıkhul-ekber"isimli eseri teşkil eder.



(İmam maturidinin Özbekistanın semerkand şehrindeki türbesi)

İmanda artma ve azalma meydana gelmez.İbadet imanın bir parçası değildir.Yani kişi ibadet etmezse günahkar olur , imanı yine de vardır.Cennete enin de sonunda gidecektir.maturidilik Eşariliğe göre biraz daha fazla akılcıdır.

Matüridilik özellikle Ebu Hanife'nin itikadi konulardaki görüşlerinden etkilendiği için bazı bilim adamları bu mezhebi Hanefiliğin itikadi açıdan devamı saymışlardır. 

Amelde Hanbeli ve Hanefi olanlar Maturididir..

Eserleri:
Bunlardan birisi "Tevilâtü'l-Kurân ( "diğeri adı "Te'vilatü Ehli's-Sünne"dir).İkincisi Kitabü't-Tevhid

Tevilâtü'l-Kurân: Dünya kütüphanelerinde elli tane kadar nüshası olduğu sanılmaktadır. Hemen hemen İstanbul'un her kütüphanesinde bir nüshası mevcuttur. Dirayet usulünü takip eden çok kıymetli bir Kur'an tefsiridir.

Kitabü't-Tevhid: Dünyadaki tek nüshası Cambridge Üniversitesi kütüphanesinde 3651 numarada kayıtlıdır. Dr. Fetullah Huleyf tarafından tahkik edilerek 1970 de Beyrut'ta bastırılmıştır.



Maturidi Mezhebinin diğer eserleri:




Görüşleri:
Matüridî iman ile ameli birbirinden ayırır. Amelin imandan bir parça olması ve imanın artıp eksilmesi konusunda Matüridî, görüşlerini benimsediği Ebu Hanife 'ye uyar. Ebu Hanife ve Matüridî'ye göre iman ve amel ayrı şeylerdir. Çünkü bir ayette "...Allah'a iman eden ve yararlı iş işleyen...(Talak Suresi/11)" buyruğuyla imanı amelden ayırmış, "yararlı iş işleyen" ifadesi "iman eden" ifadesinden ve ile ayrılmıştır. Ayette geçen imandan maksat, kalp ile tasdik tir.
Matüridî'ye göre adam öldürmek, zina etmek, içki içmek... gibi büyük günahlar (günah-ı kebair) da mümini imandan çıkarmaz.

Matüridî, Eş'arî'nin verdiği önemden daha fazla akla değer veriyordu. Ona göre aklın daha çok değeri olduğuna şu örnekler delâlet etmektedir:
Matüridiyye'ye göre peygamber gönderilmezse bile Allah'ı aklen bilmek gereklidir. Allah'ı bilmenin vücubunu idrak eden akıldır. Allah'ı akılla bilmenin aklen vacib olduğu görüşü, Matüridilere İmam A'zam Ebu Hanife'den geçmiştir.

Allah bir işi haddi zatında ve aslında güzel olduğu için veya faydası zararından daha çok olduğu için emreder.  Allah'ın bir işi emretmesi, o işin aslında güzelliğine delâlet eder. Bir şey mahiyeti itibarıyla çirkin olduğu için Allah o şeyden nehyeder. Allah'ın bir şeyi nehyetmesi, o şeyin aslında çirkinliğine veya zararının faydasından daha çok olduğuna delâlet eder.

Allah boş ve abes işlerden münezzehtir. Her işinde bir hikmet ve sebep  vardır.
Bir müminin inancını akli delile dayanmadan körü körüne taklit eden kimsenin (mukallidin) imanının, kuvvetli bir temele dayanmadığı için, makbul değildir. Çünkü sevap kulun çektiği meşakkat karşılığında verilir. Mukallidin, imanın aslını kazanmasında sıkıntısı yoktur. Bilakis, imana ulaşmada delil getirme ve şüphe ile kesin delilleri ayırt etmede düşünmenin kaidelerini gözetip nazar ve teemmüle alışarak karşılaşılan kuşkuları gidermek için sıkıntı çekilir... Kişi emek ve gayretini sadece peşin lezzetleri elde etmek için harcar, yalnız kendisini geçici dünya ile faydalanmaya terk eder , sonra hiç bir sıkıntıya göğüs germeksizin külfet ve meşakkate katlanmaksızın iman ederse, sevap elde edemez ve bu imanının faydasını görmez.

Matüridi'nin bu görüşüne başta öğrencileri olmak üzere hiç bir Matüridiyye kelâmcısı katılmamıştır. Çünkü iman Allah'ı ve Resulünün Allah tarafından getirdiklerini tasdik etmektir. Kalbte şüphesiz kesin tasdik bulunup bunun zıddı tekzib gelmediği müddetçe iman makbuldur. Gücü yettiği halde Allah'ın varlığına deliller getirmeyi terk eden mümin, günahkâr olur.
Allah'a, O'nu yaratılmış varlıklara benzetmeye götüren isim koymak uygun değildir. Allah'ın, yaratılmışlardan birini çağrıştıran bir isimle, kelimeyle anılması caiz değildir.
"Allahu Teâlâya ŞEY'denilebilir. Ama eşya gibi bir şey değildir. Şey olmasının manâsı; cisimsiz, cevhersiz, arazsız, hadsiz, zıtsız, eşsiz, ortaksız ve benzersiz olarak sabit olmaktır."(bu konuda imamı azamla aynı düşüncededir)bknz:Fıkhı ekber
Matüridî Ahiret'de Allah'ın görülebilirliğini, yani ru'yetullahı, savunmaktadır.





MATURIDIYYE :

1.Maturidilere göre insanlarda cüzi bir irade vardir .
2.Kesb: Maturidilere göre kesb kulun bir şeye azim ve niyet etmesiyle o seyin hasil olmasidir.

3.Hüsün-kubuh: Maturidilerde bir şeyin iyi ve kötü olduğunu bilinmesi akılla mahkumdur derler.

4.Marifetullah: Maturidilere göre dini tebligat olmasa da kisi Allah’i bilmek zorundadir. Çünkü akıl Allah’ı bilme gücündedir.

5.Nübüvvet: Maturidilerde nübüvvetin şartlarindan biri erkek olmalıdır.

6.Teklif-i Maal yutak: Maturidilere göre böyle bir teklif caiz degildir.

7. Sebep ve hikmet: Eş’arilere göre Allah’in fiillerinin hikmete bağli olma şarti yoktur.

8.Ye’s halinde yapilan tövbe Maturidilere göre makbuldür.

9. Maturidilere göre Mürted yeniden, iman etse amelleri avdet etmez.

10.Kafirler imanla mükellef ,ibadetle değildirler.Bunun için ayrıca azap görmez derler.
11.Büyük günahlar (günah-ı kebair) da mümini imandan çıkarmaz.