MATURİDİ EŞARİ MEZHEP FARKLARI

1. Maturidilere göre insanlarda cüzi bir irade vardir der. Müstakil bir cüzi irade vardir der. Es’ariler ise bu irade müstakil degil Allah yaratir der.
2.Kesb: Maturidilere göre kesb kulun bir seye azim ve niyet etmesiyle o seyin hasil olmasidir. Es’ariye göre kesb insanin gücünün iktiranidir. Yani takdir edilenle birlikte olur.

3.Hüsün-kubuh: Maturidilerde bir seyin iyi ve kötü oldugunu bilinmesi akilla mahkumdur derler. Es’ariler ise ser’i dir. Akil ile idrak olunmaz derler.

4.Marifetullah: Maturidilere göre dini tebligat olmasa da kisi Allah’i bilmek zorundadir. Çünkü akil Allah’i bilme gücündedir. Es’arilerde ise dinden haberi olmayan hiçbir seyden mesul degildir.

5.Nübüvvet: Maturidilerde nübüvvetin sartlarindan biri Erkek olmalidir. Es’arilere göre ise nübüvvet için bir sart degildir. Kadin peygamberde olabilir derler.

6.Teklif-i Maal yutak: Maturidilere göre böyle bir teklif caiz degildir. Es’arilere göre caizdir ama vaki degildir derler.allahdostuseyyid

7. Sebep ve hikmet: Es’arilere göre Allah’in fiillerinin hikmete bagli olma sarti yoktur. Maturidiler ise bir hikmete dayandigi ileri sürülür.

8.Ye’s halinde yapilan tövbe Maturidilere göre makbul Es’ariler göre makbul degildir.

9. Maturidilere göre Mürted yeniden, iman etse amelleri avdet etmez. Es’arilere göre ise avdet eder.

10.Es’arilere göre kafirler iman gibi ibadetle de mükelleftirler. Maturidilere göre imanla mükellef ibadetle degildirler. Ayrica azap görmez derler.


DETAYLAR:
Matüridî, Es’ari ile birlikte ehli sünneti temsil etmesi ve Mu’tezililerle mücadelelerinden dolayi fikirlerinde paralellik gözükmesine rağmen aralarinda ihtilaf mevcuttur. Bu ihtilaflarin sayisi bazi kaynaklarda 13 olarak telaffuz edilirken, bazilarinda 40, hatta 73’e varan sayilarla ifade edilmektedir.

1. Cüz’i irade: Es’arilere göre cüz’i iradeyi Allah yaratir. Matüridîlere göre ise cüz’i iradeyi Allah yaratmaz.
Eş’ariyeye göre kul, fâil-i muhtar değildir. Yani insanın kudretinin, fiili icad etmekte hiçbir tesiri yoktur. Kul, Allahü teâlânın dilediğini dilemekte, o işin yapılmasına, âlet olmaktadır. Dehr sûresindeki, (Siz, ancak Allahü teâlânın dilediğini arzû edersiniz!) meâlindeki âyet-i kerîmeden, Ebül-Hasen-i Eş’arî hazretleri (Allahü teâlâ, sizin istemenizi dilemedikçe, bir şey isteyemezsiniz!) mânâsını anlamıştır. Yani, Allahü teâlâ dilemedikçe, kul, irâde-i cüz’iyyesini kullanamaz demiştir. Eş’arî mezhebine göre, kullar, irâde-i cüz’iyyelerini kullanmakta mecbûr oluyor. Çünki, Allahü teâlâ, bir kimsenin bir şey yapmağa irâde-i cüz’iyyesini kullanmasını dileyince, o kimse irâde etmeğe, istemeğe mecbur olur. İrâde-i cüz’iyye, mevcut ve mahluk oluyor. Kulun fiili de halk etmek içinde olup, ayrıca mevcut değildir ve mecazen kesb denir. Yalnızca insanda bu fiile karşı bir meyl söz konusudur ve insan bu meylinden dolayı âhırette mesul olur.(Allahdostusyyid)

Mâtüridiyeye göre irâde-i cüz’iyye, bir varlık değildir. Var olmayan şey, yaratılmış olmaz. İrâde-i cüz’iyye, kullarda bir hâldir. Kuvveti, bir şeyi yapmak ve yapmamakta kullanmaktır. Kullar, irâde-i cüz’iyyelerini kullanmakta serbesttir. Mecbûr değildir.Yukarıdaki âyet-i kerîmenin mânâsını, Ebû Mensur Mâtüridî hazretleri şöyle açıklıyor: (İhtiyârî işleriniz, yalnız sizin irâdenizle olmaz. Sizin irâdenizden sonra,Allahü teâlâ da, o işi irâde edip yaratır.)

2. Hüsün ve kubuh:(iyi ve kötü) Es’arilere göre hüsün ve kubuh, yani bir seyin iyi veya kötü oldugu aklen bilinemez. Hüsün ve kubuh , Allah’in emir ve nehiyleriyle bilinir. Allah bir seyi emrettiyse o sey iyidir. Allah bir seyi yasak etti ise o sey kötüdür.
Matüridîlere göre ise hüsün ve kubuh akil ile idrak olunur. Emir ve nehiy bir seyin iyi veya kötü olduguna delalet eder. Herhangi bir sey iyi ise Allah onu emretmistir. Kötü ise Allah onu yasak etmistir.

3. Allah’i tanima: Es’ariler, Allah’i tanimanin şer’an vacip olduğunu söylerler. Matüridîler ise Allah’i tanimanin aklen vacip oldugu fikrindedirler.

4. Tekvin:(Var etme) Es’ariler tekvini itibarî bir sifat olarak kabul ederler. Hakikî sifat olarak kabul etmezler. Matüridîler ise tekvinin, kudret ve irade gibi hakiki bir sifat oldugunu söylerler.

Eş’arîler Allahü teâlânın sıfatlarını zâtî ve fi’lî olarak ikiye ayırır. Zâtî sıfatları kadîm ve zâtı ile mevcuttur. Tekvîn [var etme], terzık [rızk verme], ihyâ [hayat verme], imâte [öldürme] gibi fiilî sıfatları hâdistir. Tekvin sıfatı, ilim ve kudret sıfatı gibi hakiki bir sıfat olmayıp, izafi ve itibaridir. Tekvin sıfatından beklenen, kudret sıfatında zaten hasıl olmaktadır.
Allahü teâlânın sıfat-ı sübûtiyyesi, Mâtüridiye mezhebinde sekiz iken,Eş’ariye mezhebinde yedidir; tekvîn sıfatı, kudret sıfatı ile birdir.

5. Kula gücü yetmeyecek seyleri teklif:(Teklif-i Mâ Lâ Yutak ):Es’arilere göre Allah’in kula gücü yetmeyecek seyleri teklif etmesi caizdir. Mesela cisimleri yaratmak gibi. Matüridîlere göre ise Allah’in kulun gücü yetmeyecegi seyleri ona teklif etmesi caiz degildir.

6. İlliyet ve hikmet:(Sebep ve hikmet) Es’ariler ‘Allah’in fiileri için sebep aranamaz’ der. Onun fiileri hikmet ile bagli da degildir. Çünkü Allah yaptigindan sorumlu degildir. Sorumlu olan kullardir.
Matüridîlere göre Allah abesten münezzehtir. Allah’in fiilleri hikmeti icabi meydana gelir. Çünkü Allah Hakîm’dir, Alîm’dir. Allah tekvinî fiilerinde ve teklifî hükümlerinde hikmetini gösterdi ve irade etti. Hasili Allah’in fiileri hikmeti ile baglidir ve fiiller bir sebebe baglidir. Bu Allah’in abesle mesgul olmasinin icabidir. Allah yaptiklarindan sorumlu degildir.allahdostuseyyid

7. Ezelde ma’duma hitap:(Ezelde ,Allah'ın olmayan şeye seslenmesi) Esariye’ye göre ma’duma (olmayan şeye) ezelde ilahî hitap taalluk eder(sebep olur) . Buna göre Allah ezelde mükellim’dir. Eş’arîlerin cumhuruna göre ma’dûm da ezelîdir. Nitekim Allahü teâlânın ezelde dilediği olur, dilemediği olmaz, denir;
Matüridîye’ye göre Allah ezelde Mükellim degildir. Çünkü ma’duma ezelde ilahi hitap taalluk etmez.

8. Erkeklik: Es’arilere göre nübüvvet için erkeklik sart degildir, kadinlar da nebi olabilirler. Nitekim Meryem, Asiye, Sare, Hacer, Havva ve Hz. Musa’nin annesi nebidirler.
[Delil: Hazret-i Mûsâ’nınannesine vahyettik” (Kasas: 7)]

Matüridîlere göre ise nübüvvetin sartlarindan birisi erkek olmaktir. Kadinlar nebi olamazlar.
[Delil: Mâtüridiye ise Muhammed aleyhisselâmdan önceki peygamberlerin kendi şehirlerinin erkeklerinden olduğunu bildiren âyet-i kerimeyi (Yusuf: 109) delil almaktadır. “Hazret-i Musa’nın annesine vahyettik” ifadesinin, “ilham ettik” mânâsına geldiğini söyler. Nitekim Kur’an-ı kerîmde, “arıya vahyettik”, “kargaya vahyettik” meâlinde âyet-i kerimeler de vardır.]

9. Kelâm-ı Nefsî: Eş'arîlere göre kelâm-i nefsî'nin işitilmesi câizdir. Mâtüridîler ise kelâm-ı nefsî'nin bizzat işitilemeyeceğini, ancak ona delâlet eden şeyin duyulabileceğini söylerler. [Allahü teâlânın kelâmının, harf ve ses içine sokulmadan öncekine kelâm-ı nefsî; harf ve ses içinde bulunanına kelâm-ı lafzî denir.]

10. Irtidat: Es’arilerce mürted yeniden imana dönerse amelleri de avdet eder. Matüridîlere göre ise mürted imana dönse de amelleri avdet etmez.
Yani;Mürted, imana gelince, mürted olmadan önce kıldığı ve mürted iken kılmadığı namazları ve oruçları kazâ etmez. Fakat, tekrar hacca gitmesi lâzım olur. Mürted olmadan önce yapmadığı farzları kazâ eder. Mürted olmadan önce yaptığı amellerin sevapları gider ve geri gelmez.

11. Fasığın imameti, devlet resiliği :Fâsık, yani büyük günah işleyen bir kimse, imâmete getirilirse, Mâtüridiye’ye göre bu tayin kerâhetle sahihtir. İmam Şâfiî’ye, dolayısıyla Eş’ariye’ye göre sahih değildir.Sonradan fâsık olan imam da imamlıktan düşer; Mâtüridiye’ye göre düşmez.

12. İsim ve müsemma : Maturidi Allah'ın şeriatın bildirdiği 99 isim (esma-ul hüsna) dışında adlandırılamayacağını(Ör: Tanrı) belirtirken; Eşari bazı durumlarda başka isimler kullanabileceğini belirtmiştir.(Ör: Hazret-i Ebû Bekr’in hastalığında “Sana tabîb getirelim” dendiğinde, “Tabîb beni gördü” buyurarak istemedi. Burada tabîb sözüyle mecâzen Allah’ı kasdederek kadere rızâsını göstermiştir)

13. Tevbe-i ye’s: (Son nefeste, ümitsizlik halinde tevbe) Es’arilerce tevbe-i ye’s makbüldür. Maturilerce makbul degildir.

14. Kur’ân: Es’arilerce Kur’ân’in bazi âyetleri, bazilarindan büyüktür. Matüridîlere göre ise, büyük olamaz.
Ör: Ya’sin,Kur’an-ı Kerim’in kalbidir vb.Maturidilerde ise; Böyle bir göreceli büyüklük olamaz. Allah'ın tüm ayetleri aynıdır.

15.Kıyamette Allah'ın görülmesinin ispatı: İnsanların âhirette Allah'ü teâlâyı görecekleri Ehl-i sünnet arasında ittifaklıdır.İmam Mâtüridî’ye göre Cennet’te Allah'ü teâlânın görülmesi naklî delillerle câiz olmakla beraber, akıl bunu isbatlamaktan âcizdir. İmam Eşarî’ye göre buna aklî delil ikâme etmek mümkündür. O da şudur: “Dünyada görmenin mümkün olması varlıktan doğar. Allahü teâlâ vardır, öyle ise görülmesi de câizdir”allahdostuseyyid


16. Allah rüyada görünür mü? :Her iki görüşten de farklı görüşleri benimseyenler vardır.

17. Gayrımüslimler Cennete gider mi? :“Peygamber göndermedikçe azap etmeyiz” mealindeki âyet-i kerimeleri (İsrâ:15, Kasas: 59) nazara alan İmam Eş’arî, kendilerine peygamber gönderilmeyen
gayrımüslimlerin ehl-i necat olduğunu, yani cehenneme gitmeyeceklerini söylemiştir.Çünki İmam Eş’arî, Şâfiî usulüne tâbi olduğu için, ibarelere çok ehemmiyet vermektedir. 

Ama aklî delillere ve şeriat sahibinin maksatlarını ön planda tutan İmam Mâtüridî, bunu gayrımüslimlerin peygamber gönderilmedikçe ibâdetten mesul tutulamayacağı mânâsına hamletmiş; Hazret-i İbrahim’in Kur'an-ı kerimde anlatılan yıldızlara, sonra aya, sonra güneşe bakarak, hepsinin battığını, o halde bunları böyle hareket ettiren ve asla batmayan (yok olmayan) bir yaratıcının bulunduğunu anlamak gerektiğini bildiren kıssasına (En’am: 76-78) bakıp, insanların aklıyla bir yaratıcının varlığını bulmaya muktedir olduğunu, o halde aklıyla bir yaratıcının varlığını bulamayanların ehl-i necat olmadığını söylemiştir.Ehl-i necat demek, cehenneme gitmez demektir.

18. Ibadetin ifasi: Es’ariler müslim olmayanin ibadetle mükellef oldugu reyindedir. Onlara göre gayri müslimler bu sebeple de ceza görürler. Matüridîler ise, müslim olmayanlarin ibadeti ifa ile mükellef almadiklari reyindedirler. Onlar küfürden dolayi ceza görürler ve fakat ibadeti ifa etmedikleri için cezaya çarptırılmazlar.

Diğer itikadi mezhep farklarının detaylı açıklaması için, bknz:
http://islamdamezhepler.blogspot.com.tr/2015/01/mezhepleri-ayristiran-temel-sorunlar.html#more